Orta çağlarda cerrahi açıdan duraklama

Milattan sonra 476 ve 1.500 arası tıpta anlamlı bir ilerleme kaydedilememiştir. O dönemdeki Hrıstiyan inanışlarına göre barbarlık olarak algılanan cerrahi yerine hastalıkların mucizelerle ve inançla iyileşmetirilmesi yeğlenmiştir. İslami oluşumun titiz bir çeviriyle Yunan Tıbbı’nı hayata döndürmesi, gelecek nesiller için tıp bilgilerini kurtarmıştır. 10. yüzyılda İran kökenli İslam bilgini İbn-i Sina (batıda Avicenna olarak bilinir) ve Albucasis (Ebu Al-Kasım Al-Zahrawi, İspanya) ve 12. yüzyılda Maimonides (İspanya) İslami zaferlerin sınırlarını genişletmek için tıbbi başarıyı yayan tanınmış üç ünlü hekimidir. Ebu’l-Kasım cerrahide koter (dağlama) kullanımını oldukça desteklemiştir. Tümörü yok etmek ve ameliyat edilebilir hale getirmek için yakıcı macun kullanımı, günümüzde büyük meme kanserlerinde kemoterapi kullanımı ile aynı mantığı hatırlatmaktadır. Ebu’l-Kasım, Henri de Mondeville (Fransız cerrahisinin “babası”, 13. yüzyıl) ve Guy de Chauliac (Fransa, 14.. yüzyıl), cerrahi armamentariyumuna (tüm tıbbi teknikler, tüm tıbbi donanım ve levazım (hekim, sağlık kurumu, vs. tarafından kullanılan); belli bir görev için kullanılan levazım ve donanımın tüm çeşitliliği) meme tümörlerinin hızlıca alınmasına yardımcı olan eşsiz tıbbi malzemeler tanıtmıştır.