Cerrahinin olgunlaşması ve meme kanseri tedavisi için multidisipliner ekip anlayışının benimsenmesi

Modern meme kanseri cerrahisinin babası Halstead’in mirası olan “Büyük cerrahlar büyük kesiler açar (dolayısıyla da büyük cerrahiler gerçekleştirir)” anlayışı bir müddet daha korunmuştur. Ancak 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında bu anlayışın yavaş yavaş kaybolduğu görülmüştür. Londra’dan Patey ve Handley, New York’dan Auchincloss Jr. radikal mastektominin “değiştirilmesi / modifiye edilmesi” ve pektoralis majör kasının korunması hareketini başlatmıştır. Ayrıca bu dönemlerde kanser hücrelerini öldürmek adına yeni kemoterapi şekilleri ve radyoterapide hızlı gelişmeler olmuştur. Ayrıca tıbbi kastrasyon ve hedeflenen mutasyona uğramış tümör reseptörlerin (Her2 gibi) keşfi, kanser yönetim stratejilerini tekrar gözden geçirmeyi gerektirmiştir. Bu, meme kanserinin biyolojik hareketiyle ilgili gelişen bilgilerle birleştirilmiştir. Mamografi ile küçük lezyonlarda kanserin erken belirlenmesi, cerrahi tedavi yönetimine yeni bir boyut kazandırmıştır.

Sınırlı cerrahiye yeniden yön verme çağrısı cerrahi derneğinden gelmiştir. Pittsburgh Üniversitesi’nde cerrah olan Prof. Dr. Bernard Fisher, Galen’in meme kanserinin sistemik bir hastalık olduğuna dair düşüncesini yeniden gündeme getirmiştir. Radikal Halstedian yaklaşımının ve araştırma kuruluşlarının kapatılması ve neoadjuvan tedavinin (ameliyat öncesi küçültücü kemoterapi) kabul edilmesinin bir cerrahın parlak fikri olması ironidir!

Cerrahi, diğer yöntemlerle birleşmek için kendi kendini yeniden keşfetmiştir.

20. yüzyıl sona ererken meme koruma ve memede yeniden yapılandırma – gerekli görüldüğünde sentinel (bekçi) lenf nod diseksiyonu – etkili olmaya başlamıştır. Seçilen “sentinel” nodların (tümörün ilk yayılım gösterdiği nodlar) çıkarılarak incelenmesi, gereksiz yere tüm koltuk altı lenf bezlerinin çıkarılmasının önüne geçmiş ve meme kanseri cerrahisine bağlı lenfödemli (şiş) kol oranlarını ciddi şekilde azaltmıştır.

Cerrahlar büyük doku kayıplarını azaltma adına yapılan devrime öncülük etmişlerdir. Bu, doğanın orijinal yaradılışını bile geride bırakabilen şekiller sunan çeşitli sentetik materyaller ve yenilikçi otolog doku nakilleri için kapıları açmıştır. Kas, miyokütanöz flepler, lipomlar ve omentum (bağırsakları örten zar) doğal seçenekler olmuştur. Transvers rektus abdominis myokutanöz felp (TRAM) Holmstrom tarafından 1979’da tanıtılmıştır ve bu yöntem zamanla birçok değişikliğe uğrayıp günümüze kadar evrilmiştir. Prostetik ve sentetik seçenekler endüstri ve ticaret alanlarında tartışmalar yaratmıştır: vazelin, fildişi, kauçuk, polivinilli alkollü sünger ve silikon… Liste böylece uzayıp gidiyor! Olgunlaşan ve bugünkü halini alan meme kanseri cerrahisi, bu hastalık için çeşitli tedavi yaklaşımlarının yönetiminde tam ortada varlığını sürdürmektedir.

Tamamen yok etmek yerine, cerrahi şimdilerde meme kanserli hastaların imdadına yetişmekte, böylece kozmetiği ve tedaviyi dengelemektedir.